Michael Winn
Hatha Yoga'nın Amerika'da tanınması 30'lu yıllarda gerçekleşmiş olsa bile ancak 60-70'li yıllarda daha üst yogi uygulamalar sonucu erişilen "kundalini'nin uyandırılması" sayesinde kalabalığın ilgisini çekmiştir. Kundalini, alelade insanı daha yüksek bir bilinç katmanına çıkararak eşi benzeri olmayan yaratıcı bir güç katan şimdiye dek pek erişilmemiş, sınırsız bir yaratıcı enerji kaynağının birden ortaya çıkmasıdır. Hindulara göre kozmik enerjisine tamamen hükmeden birisi "Samadhi" seviyesine ulaşmış demektir. Budistler buna "nirvana", Çinliler ise "tao" derler. Batıda buna benzer bir durumu Freud "okyanussal bir his" olarak ifade etmiştir ama new age akımların elçilerine göreyse bu "süperfarkındalık"tır. Hepsi de birbirine paralel gözükse de bu şekilde bir uyanış için ayırd edici farklı yöntemlere sahiptir.
Hindistan'da Kundalini'nin uyanışı, derin bir uykudan uyunan ve yükselerek kişinin omurgasının temelinden spiral hareketlerle yedi enerji merkezi (çakra) üzerinden geçen ve geçtiği yerleri arındırıp tıkanmaları açan bir yılanla sembolize edilir. Binlerce yıldır bu yılan bilgelik ve şifanın evrensel bir sembolü olmuştur. Hemen hemen tüm Mısır firavun heykelleri alınlarının ortasında üçüncü gözden çıkan bir yılanla betimlenmiştir.
Günümüzde batılı hekimler beyaz önlüklerinin üzerinde yunan şifa enerjisi sembolü olan iki yılanla sarmalanmış asa sembolünü taşırlar. Çinli taocular, yılanı bilge bir hayvan olarak görmüş, tao’yu ise daha soyut şekilde, yin ve yang’in birbirini sarmaladığı bir şekilde sembolize etmişlerdir. Yin ve yang sarmalının bir daire içinde yer aldığına, hindulardaki kundalini yılanının dikey olarak kafanın üzerindeki taç çakrasına spiral şekilde ulaşmasına dikkat edilmelidir.
Bu yazıda kastedilen taocular, geleneksel olarak gizli kalmış öğretileri takip eden taocu ezoterik çalışmaların ustası olmuş kişilerdir. Bunu budizm, ezoterik taoculuk ve Çin kültürünü (halk inançları ve konfüçyüscülük) bir araya getiren ve popüler bir temel oluşturan taocu din ile karıştırmamak gerekir.
Sembolik farklılık, bu kozmik enerjinin uyandırılması için kullanılan meditasyon yaklaşımındaki gerçek farklılığa dönüşür. Hindu yogiler kundalini enerjisini aşkın bir seviyeye yükseltmeye önem verirken taocu ustalar bu enerjinin enerji merkezleri arasında uyumlu bir şekilde hareketine dikkat etmiştir.
Taocu ustalar için bir olma halinin en üst mertebesi olan Tao’yu bilmek yeterli gelmemiş; Bu deneyime güvenli, sistematik, doğrulanabilir ve pratik şekilde ulaşmaya daha önem vermişlerdir. Çin pragmatizmi elbette Çin metafizik alanına da nüfuz etmiştir. Kişinin bilincini cennete yükselirken kökleri de aynı miktarda toprağa yayılmalıdır. Bu “topraklanma” Taocu yoganın gelişim biçimini tanımlamıştıtr. Tai Chi Chuan, kişisel müdafaa ve şifa uygulamaları ile bir yürüyüş yogasından başka birşey değildir. Hint yogasının aksi, kişinin ayağı yer ile temasını kaybetmez ve kişinin yer enerjisiyle “köklenmişliği”ni güçlendirerek kafada aşırı kundalini enerjisi oluşmasına karşı bir koruma oluşturur.
Kafada biriken bu aşırı enerji, spiritüel ilerlemede ilüzyonlara. diğer bir deyişle ruhsal egoizme sebep olur. Entellektüel bir insanı tüm enerjisini dünya sorunlarına kavramsal sonuçlar bulması ama bedeninin bozuk sağlığı ve kötü finansal durumun mesajlarını göz ardı etmesi alışılmadık bir durum değildir. Benzer bir şekilde Wilhelm Reich da yogilerin alt-bedene tabakalar halinde sabitlenmiş “beden zırhı” olan gerilimi bırakmadan enerjilerini kafa çakralarına yönlendirmelerini eleştirmiştir. Başları daha yüksek bir enerjiyle atarken kozmik berraklık ilüzyonu yaşıyorlar ama kozmik enerjinin tam dolaşımı üzerinde gelişim halen engelli kalıyor.
Ezoterik taocuların bu tehlike karşısında koruması, en alt enerji merkezi/çakra enerjisiyle, sağ kalma enerjisiyle çalışmaya başlamaları ve sürekli şekilde gelişen daha yüksek enerjilerle birleştirerek ilerlemek şeklinde. Mikrokozmik yörünge, tüm enerji merkezlerinde bir dolaşıma yol açtığı için bunun belirgin bir örneğidir. Benzer şekilde taocular, kişinin ego’sunu aniden, bir anda terk etmesini önermez. Kişinin durumuna göre, güvenli bir iş ve seven bir aile ruhsal ilerleme için en iyi topraklamayı sağlar.
Taocular, sofuluğu değil, ılımlılığı savunur. Bir arzu yıkıcı ise bedenin chi akışı dengeli olursa kendiliğinden yok olacağını öğretirler. Amaç, beden, zihin ve ruhu evrenle uyumlu hale getirmektir, ondan kaçmak değil. Geleneklerde belirtildiği üzere çoğu Taocu usta, vakitlerini halkın içinde geçirir. İnsanlara öfkelerini sevgiyle dengelemeyi, daha uyumlu yaşamayı gösterebildiklerinde dağlara giderek doğayı içlerine çekerek çok ileri düzeyde meditasyon çalışmalarını yaparlar.
İnsanı, toplumu ve doğayı bağlayan bu şekilde güçlerin uyumlanması, I Ching gibi Çin eserlerinde belirgindir. Ezoterik taocu ustalar, kendilerinde, çevrelerinde ve doğada gözlemledikleri chi enerji dengesindeki ince değişimleri şiirsel bir dille ifade etmişlerdir. En derin seviyede I Ching’i anlayabilmek için doğru yaklaşım, kişinin kendini Taocu ezoterik yoga ile eğiterek kendisinde elementlerin dönüşümünü gözlemlemesi olacaktır.
Daha yüksek seviyelerdeki taocu meditasyonlarda kişi daha yüksek enerjileri makupunktur meridyen sistemine yönlendirerek ve bunları tüm bedeninde dolaştırakrak kendini bedene topraklar. Uygulayıcının bedenindeki sinir sistemi hakkında detaylı bir haritası bardır ve bunun yardımıyla enerjiyi serbest bırakır. Çeşitli seviyelerde fiziksel, duygusal ve zihinsel durumunu bu enerjiyle iyileştirmesi için belirgin yöntemler verilir. Her bir birey, bu “içsel teknolojiyi” kendi ihtiyaç ve problemlerine göre özelleştirmek durumundadır. Ezoterik taoculuk, egonun yarattığı problemleri bireyselliği daha büyük bir guru grubuna teslim ederek çözmez.
Tek ihtiyaç duyduğu adanmışlık, sağlıklı ve uyumlu bir hayat sürmeye verilen disiplinli bir adanmışlıktır. Taocu ezoterik yoga bu anlamda herhangi bir dini inanca uyumludur. Taoculuğun ifade biçimi, dili, zihinsel “inançlar” seti ile değil, giderek incelen güçlü chi enerjisinin “deneyimlenme”si ile tanımlanır. Herhangi bir mitolojik ya da kutsal sembol yansıtılmaz. Ama birisi bu chi’yi, Hıristiyanlık’taki Kutsal Ruh kavramıyla tanımlamak isterse chi’nin dönüşümünü sağlayan taocu yöntemleri etkilemez. Bu, en yüksek seviyedeki uygulamalarda dahi geçerlidir. Aynı hıristiyan, İncil’de Elijah’ın alevli bir arabayal cennete yükselmesi tasviri ile yedinci seviye meditasyon olan “Insan ile Cennetin Tekrar Biraraya Getirilmesi” uygulaması arasında paralellikleri görebilecektir. Benzer paralellikler, ruhsal gelişimle ilgili Budist hindu veya Kabalacı sembollerde görülebilir.
Taocu yoga, bedeni fiziksel ve mental olarak daha yüksek dozda kozmik yin ve yang enerjileri kabul etmeye hazırlayan teolojik olarak nötr bir yöntemdir. Ortalama bir insanın 220 voltluk şehir elektriğiyle çalıştığını farz edelim. Tümevreni bir arada tutan ve güneşin ışık ve ısısı gibi atomaltı boyuttaki bir nükleer enerji gibi olan kundalini enerjisini bir anda bilincine alamaz. Alışık olduğu miktarı ikiye katlamak için dahi bedenini önemli ölçüde yeniden şartlanması gerekmekte. Kundalini enerjisinin daha erişilebilir bir şekli cinsel enerjidir. Ama kaldırabileceğinden daha yüksek miktarda enerji almaya çalışmak topraklanmadan bir şimşeğin çarpması gibi tehlikelidir. Taocuların mikrokozmik yörünge çalışmasından İnsanla cenneti bir araya getirme seviyesine kadar chi enerjisini dolaşıma sokma yöntemleri, kundalini enerjisinin topraklanmasıdır.
Spiritüel konularla ilgilenen modern araştırmacılar, kundalini'yi insanlığın bilincinde radikal atlamalar sağlayabilecek bir araç olarak görürler. Doğada (herhangi bir yogasal eğitim almadan) apansız oluşumu, gelişimin başarılı olduğu durumlarda yaratıcı dehaya, başarısız durumlarda da deliliğe sebep olur. Bu konuda dikkate değer bir eser, Gopi Krishna'nın otobiyografik kitabı "Kundalini'nin Uyanışı"dır (Shambhala Press).
GopiKrishna, 1937'de yoga çalışmalarının sonucunda belirgin fiziksel ve ruhsal değişimler yaşayan hintli bir tren yolu görevlisidir. Enerji, bedeninde güçlü şekilde dans ederek hareket etmiş, ama ilk şaşkınlığı da kısa bir süre sonra sönmüştür. Enerjinin akışı kesilmediği için, çoğu zaman da acı çeker ve uykusuz bir halde kalmış, gündelik faaliyetlerini yerine getiremez olmuştu. Ancak 12 senelik kabus gibi bir dönemn sonra bedenindeki enerjiyi nasıl dengeleyeceğini öğrenmiş ve yaratıcı bir yaşam şekli olan şair ve bir düzine kitap yazdığı yazarlıkla bu enerjiyi kullanmıştır.
New York'ta bulunan Kundalini Araştırma Enstitüsü'ne her yıl yüzden fazla açıklanamayan, çoğu zaman da uykusuzluk, bazen zil veya tıslama sesinin de eşlik ettiği kontrolsüz enerji vakası raporu ulaşmakra. Bunların bazısı hocalarının durumları için yardım edemediği ya da teşhis edemediği için bıraktığı yoga veya meditasyon öğrencileridir. Bu yüzden kundalini-odaklı uygulamalar aydınlanmaya en hızlı yol olarak gören batılılar için tehlikeli, radikal ve güvensiz olarak tanımlanmıştır.
Değişik meditasyon pratikleri uygulayan bazı öğrencilerde kundalini benzeri yan etkilerden rahatsız olarak ustalara danışmışlar, aldıkları öneriyle mikrokozmik yörünge çalışması ve hatta sadece dilin damağa dayandırılması ile bu rahatsızlıkları geçmiştir.
Çin ezoterik sistemi terapi uygulamalarıyla sınırlı değildir. Oturma, mantralar, pranayama ve diğer teknikleri kullananlar kundalini-benzeri enerjiler sayesinde dengeli ve yüksek seviyede bir farkındalığa ulaşabilir. Bu kişiler, enerjileriyle ne yapmalari gerektiği veya bunu daha yüksek bir seviyeye nasıl çıkarabilecekleri konusunda maalesef bilgisizlerdir. 12'si kundalini yoga'nın ileri seviye uygulamaları olmak üzere 18 sene pratik geliştiren bir yogi, mikrokozmik yörünge ve ilk seviye beş elementin birleştirilmesi uygulamalarındaki gibi "saf ve damıtılmış enerjiyi" kendi uygulamalarında asla tatmadığını belirtmiş ve taocu yoga'yı günlük sadhana'larına dahil etmiştir.
Bir diğer ileri seviye Zen meditasyonu uygulayan birisi de uyanmamış insan topluluklarından ne şekilde ayrışık hissettiğini ve sadece yemek, çalışmak, içmek ve uyumak için mekanize yaşamlarından sıkıldığını belirtmiştir. Tacu bakış açısı, bu kişiye kendi dışındaki daha büyük güçlerle tekrar nasıl uyumlu olabileceğini göstermiştir. Taocu ezoterik yoganın en ileri seviyelerinde kundalini enerjisini bedenin ötesinde, bilincin incelikli alanlarında ruhsal çalışmalar yapmak için uyandırmanın çeşitli teknikleri bulunmaktadır. Tapcu ustalar, Çin'e giden hintli ustalardan öğrenddikleri kundalini yoga tekniklerini geliştirmişlerdir. Pratiğe dair fark ettikleri bir problem, zihnin daha yüksek ruhla birleşmesi için taç çakrasından yükselmek idi. Taç çakrasından gerektığinden erken yükselmek, ciddi fiziksel ve ruhsal tehlikeler barındırıyordu. Fazla zihin ve beden enerjisinin spiritüel enerjiye dönüşmesini tamamlamadığında uzun sürmesinden dolayı bedensel ölüm tehlikesi de bulunuyordu. Taocu ustalar, anatomik olarak chi akışıyla ilgili bilgilerini ekleyerek bu problemi bertaraf ettiler. Bunun sonucunda da enerji merkezini daha yüksek bir bilince geçiş için kullanmak amacıyla kalp, üçüncü göz ya da taç çakra gibi tek bir çakraya yoğunlaşmaya gerek kalmamıştır. Bir ya da daha fazla çakra açılsa da alt enerji merkezlerinde fiziksel ya da ruhsal zayıflıklardan enerji yetersiz kalabilir. Uygulayan bu dengesizliği kabul etmez ya da görmezden gelirse ileri seviyelere ilerlemeye engel olacaktır.
Taocular bu problemleri, daha yüksek enerjileri ya dış kaynaklardan ya da cinsel yoldan edinerek aşmış ve sürekli merkezler etrafında dolaşıma sokmuşlardır. Amaç, zihnin (ya da "ruhun") ruha nihai dönüşümü gerçekleşenek kadar insan formu içinde var olabilen sağlam temelli ve güçlü bir enerji santrali oluşturmak idi. Bedenlerindeki chi akışına sağlam bir şekilde hakim olduktan sonra bilinçli bir şekilde bedenin dışında da dolaştırarak ruhun dolaşabilmesi için güvenli bir yol oluşturmayı amaçlamışlardır. Taocu yaklaşımda kundalini'nin uyandırılması, beden ve zihnin ruhunun bilincin bir sonraki boyutunda yeniden doğumuna "ebeveynlik etmesi" şeklinde ifade edilebilir. Bir insanın doğar doğmaz kendisine bakabilmesini kimse beklemez, bu ebeveynin sorumluluğudur. Taç çakrasından yükselerek yeni evrene doğan ruh, bir "büyük" tarafından oluşturulmuş dengeli ve güçlü bir chi alanıyla habis astral güçlerden korunacaktır.
Fiziksel ve zihinsel chi enerjisinin ruhsal chi enerjisine tam dönüşümü uzun yıllar alabildiğinden süreç tamamlanmadan fiziksel ölüm gerçekleşebilir. Bu tehlike, kundalini enerjisinin hızlanmasına dayalı uygulamalarda, metabolizmada beden ve bezlerin glands radikal değişimlere uyarlanmasi gerektiğinden daha akut olacaktır. Taocu ustalar, yazıtlar ve efsanelerden de anlaşılacağı üzere uzun yaşam sırrının peşine düşerek bu sorunun etrafından dolaşmıştır. Taocu ustaların zaman içinde birikerek gelişmiş ezoterik ruhsal sistemi hem kundalini'nin uyandırılmasına, hem de günlük stres ve hastalıklara karşı bir şifa sistemi olarak gelişmiştir.
Taocu yoga sisteminin ilgi çeken yönü, Bir merdiveni tırmanmak kadar güvenli ve metodolojik olmasıdır. Dengenizi koruyabildiğiniz sürece merdiveni yere köklemiş şekilde güvenle merdiveni tırmanabilirsiniz. Taocu ustalar, merdivenin her basamağında uyumlu bir dengede kalmanin merdivenin tepesine çıkmaktan daha önemli olduğunu vurgulamışlardır. İleriye sıçramaya çalışmak, düşme riskini arttıracaktır. Amaç, gökyüzündekiaşkın bir pastaya atlamak değil, bir Tai Chi uygulayan gibi emin adımlarla basmaktır.
Kundalini enerjisini uyandırmak, bilinç için aşkın bir hal yaratır. Taocu ezoterik metodlarla yin ve yang enerjilerin sürekli dönüşümü ve karşılaşmasının kişi tarafından fark edilmesi ve ardından sürekli ve otomatikleşerek dengelenmesiyle elde edilebilir. Işleyen bir zihne sahip olan herkesin -ister zengin, ister fakir, ister sakat, ister bir atlet, ister bir ev kadını, isterse de bir yönetici, ister bir tutuklu, isterse de engin denizlerde seyahat eden bir denizci- her yerde ve şartta uygulayabileceği bir süreçtir.
İnsanoğlu için bu genişleyen uyum hissi olabilecek en yüksek özgürlük biçimidir. Fakat maalesef vizyon veya disiplin eksikliğinden pek az insan peşine düşmüştür. Taocu ezoterik yoga, binlerce yılları aşan bir süre boyunca aydınlanmanın en yüksek uyumlu halini araştıranlara yardımcı olan kadim bir sistemdir.
No comments:
Post a Comment